in

14 Mart – Kelebek Günü: Türkiye’deki 10 türden birinin nesli tükenmek üzere

Kelebeklerin nesilleri giderek tükeniyor. Türkiye’de 22’si endemik olmak üzere 390 çeşit kelebek türü yaşıyor. Ancak 9 endemik türün nesli tükenmek üzere

14 Mart – Kelebek Günü

Türkiye, 390 kelebek türüyle Avrupa’nın en zengin kelebek faunasına sahip ülke.

Ancak Türkiye’de neredeyse 10 türünden birinin nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Türkiye’de 22 endemik türünün yaşamasına rağmen 9 endemik türünün de nesli tükenmek üzere.

TARİHTE 150 MİLYON YILDIR VAROLAN APOLLO KELEBEĞİ DE YOK OLUYOR


Uludağ’da 150 milyon yıldır varlığını sürdüren ve ender rastlanan kelebeklerden biri olan Apollo kelebeğinin nesli tükenmek üzere. Sadece yaz aylarında Uludağ’ın zirvesinde görülebilen ender kelebekleri görüntülemek isteyen fotoğraf sanatçıları birbiriyle rekabet içinde. Temmuz ve ağustos aylarında görülebilen Türkiye’nin “en büyük” kelebeği Apollo korunmayı bekliyor.

Kısa ömrü ile pek çok romana, tiyatro eserine ve hatta beyaz perdeye konu olan bu kelebekler Uludağ’da Aras vadisi ile Karçukuru arasındaki alanlarda yaşıyor. Beyaz üzerine kırmızı benekleri ile dikkat çeken Apollo, göz kamaştırıcı güzelliği ile gören herkesi kendisine hayran bırakıyor.

12 santimetre kanat mesafesi ile dünyanın en büyük Apolloları 150 milyon yıl öncesinden bu yana Uludağ’da bulunuyor. Uludağ’ın hem bitki, hem de hayvan çeşitliliği açısından Bursalılar için bulunmaz bir nimet olduğunu ifade eden Orhan Turhan, “Kadrini bilenler her fırsatta soluğu zirvede alıyor.

Apollo kelebeğinin de ömrü tıpkı diğer kelebekler gibi kısa, ama bu çok değerli tür koruma altına alınmazsa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Küresel iklim değişimine ve asit yağmurlarına da maruz kalan bu kelebeklerin bir an önce korunma altına alınması şarttır.

Apollo Kelebeği

BÖCEK VE TARIM İLAÇLARI KELEBEKLERİ ÖLDÜRÜYOR

Kelebeklerin neslinin azalmasının nedeni kelebeklerin yaşam alanlarının kaybı, böcek ve tarım ilaçlarının aşırı kullanımı ile koleksiyon amacı ile toplanmalarıdır. Birçok ülkede yasal koruma altında bulunmasına ve CITES (Uluslararası Nesli Tükenmekte Olan Türlerin Ticareti Konvansiyonu) koruması altına alınmasına karşın Türkiye’nin ve Avrupa’nın en gözde kelebeklerinden olan Apollo’nun nesli birçok ülkede tamamen tükendi, bazılarında ise tükenme tehlikesi altında. Türkiye’de ise sayısı günden güne azalıyor.

TÜRKİYE’DE KEBEKLERE NERELERDE RASTLARIZ?

İstanbul’da Çamlıca, Anadolu Kavağı, Boğaziçi Üniversitesi kampusu içindeki arazi ile Belgrad Ormanları’nda, Ankara’da ODTÜ kampusu içinde görebilirsiniz. Türkiye genelindeki zengin kelebek alanları ise Uludağ (Bursa), Sultan Dağları (Afyon-Konya), Aladağlar (Niğde), Soğuksu Milli Parkı (Ankara), Termessos ve Güllük Parkı (Antalya), Abant Gölü (Bolu), Doğu Karadeniz Dağları’nın güneye bakan etekleri (Gümüşhane-Artvin arası), Palandöken Dağları (Erzurum), Munzur Dağları (Erzincan Tunceli), Göller Bölgesi’ndeki yamaçlar (Burdur ve çevre illeri), Van ve Hakkari’deki yaylalar ile dağ etekleridir.

Ayrıca kelebekler, soğukkanlı olduklarından, uçabilmek için kanatlarını güneşte ısıtmak zorunda. Güneşli günler onlar için ideal. Türkiye’de nisan-ekim ayları arasında görülüyorlar. Kelebek sayısı Akdeniz ikliminde mayıs-haziran, Doğu Anadolu’nun dağlık bölgelerinde temmuz-ağustos aylarında doruğa çıkıyor. Büyük çoğunluğu balözü toplayarak kendine enerji sağlıyor. Bu nedenle çiçeklerin yoğun olduğu ağaçlık, çalılık alanlarda, ormanlarda, çayırlarda, toprak ve çakıl taşlı yol kenarları ile dağ eteklerinde uçuyorlar.

Erkek kelebeklerin çiftleşme sırasında dişiye aktardıkları sperm paketçiklerini üretebilmeleri için minerallere ihtiyaç var. Bu nedenle onları da çamurlu ve nemli topraklarda, suda çözülmüş tuz ve mineralleri toplarken bulabilirsiniz.

KELEBEKLERİN EKOLOJİK DENGEDEKİ ÖNEMİ

Kelebekler ve güveler kanatları pullu olan tek böcek türüdür. Kelebekler çiçekten çiçeğe konarak çiçek tozlarını taşıyıp tozlaşmayı sağlarlar. Doğada besin zincirinin değerli bir halkası olan kelebekler, diğer böceklere, kuşlara, farelere, kurbağalara, kertenkelelere yem olarak görevlerini tamamlarlar.


İpek böceği tırtılları gelişimlerini tamamlayınca, kelebek olmak için koza örmeye başlarlar. Sonunda da kendilerini, bu incecik ipek ipliklerden örülmüş kozalarına sıkıştırıp, uykuya dalarlar. Önce görünürde yalnızca minik bir tırtılla başlayan bu sürecin sonunda tırtıl kaybolurken ortaya ipekten örülmüş bir koza ile bir kelebek çıkmaktadır.

Ayrıca polenleri bitkiden bitkiye aktararak meyvelerin, sebzelerin ve çiçeklerin yeni tohumlar üretmesine yardımcı olurlar. Hayvanlar dünyası açısından bakıldığında ise kelebekler besin zincirinin dibine yakındır.

SANILANIN AKSİNE KELEBEKLERİN ÖMRÜ 1 GÜN DEĞİL

Dünya üzerinde bugüne kadar normal ömrü 1 gün olan tek bir kelebek türü bile tespit edilememiştir. Yetişkin kelebeklerin ömrü, türüne bağlı olmak üzere 1 hafta ile 1 yıl arasında değişebilir. Üstelik bu süreye yaşam döngüsündeki “yumurta”, “tırtıl” ve “koza” dönemleri dahil değildir. Eğer bu dönemler de dahil edilirse, çoğu kelebeğin ömrü 1 seneyi bulabilir.

Bu mitin yayılma sebebi, mayıs sineklerinin (“bir gün sinekleri” de denir) kısa ömrü ile kelebeklerin ömürlerinin karıştırılmasıdır. Bu canlılar da metamorfoz geçirirler ve aynı durum geçerlidir: yumurtada birkaç hafta bekledikten sonra, birkaç ay ila birkaç yıl arasında farklılık gösteren bir süre boyunca “naiad” denen ara basamakta kalırlar.

Bu basamakta canlı, ömrü boyunca kozaya girmeden farklılaşır ve sonunda yetişkin boyuta ulaşır. Bu yetişkin boyutta ihtişamlı kanatlara sahiptir ve bu formun ömrü 1-2 gün arasında değişir. Ancak genel olarak, tüm basamaklarıyla birlikte bir mayıs sineğinin genel hayatı yıllarca sürmektedir. Dahası, mayıs sinekleri kelebek değildir.

‘Kelebeğin kozadan çıkış hikayesi’

Bir tırtıl kendi salgıladığı maddeyle kendini sarmalayarak gözden kaybolur, saklanmadan önce yerde yürüyerek ilerleyen bu böcek, iki hafta içinde ise bir kelebek olarak dışarı çıkar. Kelebek alkali yapıdaki salyası yardımıyla kozayı delerek dışarı çıkar.

KELEBEKLERİ KÜRESEL ISINMANIN ETKİLERİNDEN NASIL KORUYABİLİRİZ?

Bazı kelebek türleri, hava çok ısındığında vücut sıcaklıklarını düzenlemek için gölgeye güvenir. Bu hafta “Advanced Science News” iklim bilincini, iklim değişikliği ile ilgili sürdürülebilirliği ve net sıfır geleceğe doğru ilerleme çabalarıyla ilgili bilimsel çalışmaları ve makaleleri vurgulayarak iklim farkındalığını artırıyor.

İklim değişiyor. Bu sırada çoğu kamusal tartışmanın odak noktasında daha fazla ısınmayı önleme tedbirleri olmakla birlikte, buna ek olarak önceden meydana gelmiş değişikliklerin etkilerini yönetmek için yapılması gereken önemli işler de bulunmaktadır.

Kelebek türlerimizin çoğunu korumaya yardımcı olmak için örneğin; bir bahçe çimenliği içinde bile çimen parçaları daha uzun süre büyümeye bırakılabilir. Bu alanlar birçok kelebek türü için daha serin ve gölgeli yerler yarar sağlayacaktır.

Doğa rezervlerinde bazı alanlar otlatılabilir, kesilebilir ve diğerleri ayakta kalabilir. Ayrıca çalılıklar, hendekler ve ormanlık alanlar gibi çiftlik manzaralarının monotonluğunu bozan özelliklerinde korunması gerekiyor. Kısaca bir kelebek için elverişli bir yaşam alanını nesilleri tamamen tükenmeden oluşturmamız gerekiyor.

Kelebek etkisi nedir?

DİLİMİZDEN DÜŞÜRMEDİĞİMİZ ‘KELEBEK ETKİSİ’ NEDİR?

Kelebek etkisi, bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Edward N. Lorenz’in çalışmalarından biri olan Kaos Teorisi ile ilgilidir. Daha sonralarda hava durumu ile ilgili verdiği şu örnek ile ünlenmiştir.

Amazon Ormanları’nda bir kelebeğin kanat çırpması, ABD’de fırtına kopmasına neden olabilir. Farklı bir örnekle bu, bir kelebeğin kanat çırpması, Dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir. Fakat daha çok yaratılan bir kaosun büyüyerek artmasını ifade eder.

Kelebek etkisini tam olarak anlayabilmek için kaos teorisini anlamak gerekir. Aralarındaki ilişkiyi bir analoji ile açıklayabiliriz; eğer kaos teorisini yan yana dizilmiş domino taşları olarak düşünürsek, kelebek etkisi birinci taşa dokunulmasıdır. Kaos teorisi, sürprizlerin, doğrusal olmayan ve öngörülemeyenlerin bilimidir.

Hayallerindeki evi kurdular; 30’dan fazla hayvanı evlat edindiler

Buz tutan gölete düşen köpek donmak üzereyken kurtarıldı