in

Tarihimizde kara bir leke: ‘Hayırsız Ada’ Katliamı

3 Haziran 1910, dönemin İstanbul Belediye Başkanının talimatıyla 80 bin köpeğin bir adaya terk edilerek başlayan bir katliamın tarihidir. Köpeklerin adada ölüme terk edildiği olay, ‘Hayırsız Ada’ Katliamı olarak tarihe geçmiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın aralık ayındaki açıklamalarından bu yana sokakta yaşayan köpekler Türkiye gündemindeki yerini koruyor.

Köpekler yalnızca bugün değil; geçmişte, Osmanlı’nın son dönemlerinde de gündem olmuştu. Üstelik geride çok acı hatıralar bırakarak gündem oldu.

İstanbul sokaklarında her zaman hayvanlar var olsa da zaman zaman onları onları toplama hatta tamamen yok etme girişimleri ne yazık ki oldu. Bunun en bilinenlerinden biri, tarihimize kara bir leke olarak geçen 1910 yılındaki ‘Hayırsız Ada’ köpek katliamıdır.

KÖPEKLER FRANSA’YA DENEK OLARAK SATILACAKTI

Dönemin belediye başkanı Suphi Bey, fFransızların isteği ile köpekleri toplatıp, Fransa’ya parfüm/kimya sanayi için denek olarak satmaya karar vermiştir. Ama halk böyle bir vahşete izin vermemiş, Tophane’de bekletilen köpekleri baskın yaparak kurtarmıştır.

Ancak ne yazık ki bu durum fazla uzun sürmemiş Fransa ile anlaşma yapan Osmanlı Devleti anlaşmadan geri dönmemek için kısa sürede 80 bin köpek toplatılmış ve Tophane’de bekletilmiştir. Halkın bir kez daha hayvanları kurtarmaması için başına askerler bile dikilmiştir.

80 BİN KÖPEK ÖLÜME TERK EDİLDİ

Uzun bir süre Fransa’dan yanıt gelmeyince köpekleri “Sivri Ada’ya” nakleden Osmanlı Devleti Fransa’nın anlaşmayı feshetmesi üzerine yaklaşık 80 bin köpeği bomboş arazide ölüme terk etmiştir. Halk bir süre oraya yemek götürmeye çalışsa da hükümet engel olmuştur.

Aç, susuz ve hastalıktan binlerce köpek çığlıklar içinde can vermiştir Hayırsız Ada’da. Hatta öyle ki köpeklerin acı dolu feryatları Anadolu yakası sahilinden bile  duyulmuştur.

Ölümler başlayınca birkaç yıl içinde sahil kokudan yaşanmaz hale gelmiş ve halk evlerini terk etmeye başlamıştır.

ADI ‘HAYIRSIZ ADA’ OLDU

Bu denli büyük bir vahşetin bir geri dönüşü olacağını bilen halk, köpeklere dokunmanın bir lanet getireceğine inanıyordu. Bu lanet, inanışa göre, 1912 yılının ağustos ayında büyük bir deprem olarak gelmişti. 310 köy ve kasaba ile 272 yerleşim alanı ağır derecede hasar gördüğü depremde onlarca insan evsiz kalmıştır.

Bu deprem ölüme terk edilen köpeklerin ahına bağlanmış, böylelikle adanın adı “Hayırsız Ada” olarak kalmıştır.

3 Haziran 2012 yılında Hayvan Partisi katledilen köpekler için bir anı taşı dikti.

Hayvan Partisi sözcüsü Neslihan Demir, anıt dikilirken “O sesleri duyuyoruz ve insanlıktan gelen kibrimizi bir tarafa bırakıp bütün köpeklerden ve bütün hayvanlardan 1910 köpek katliamı için özür diliyoruz” sözlerini tarihe bir not olarak bıraktı.

100 YIL SONRA NELER DEĞİŞTİ?

Peki, ‘Hayırsız Ada Katliamı’ adıyla tarihimize kara bir leke olarak adını yazdıran olayın üzerinden geçen tam 112 yılda neler değişti.

Evet; dönemler değişti, çağlar atlandı, insanlar başkalaştı ama hayvanların yaşadığı zulüm ne yazık ki hâlâ değişmedi.

1910 katliamı bir kara leke olarak tarihte yerini aldı ama bir son olmadı. Günümüzde binlerce dostumuz sokaklarından zorla alınıp yol kenarlarına, ormanlık alanlara bırakılarak ölüme terk edilmektedir. 

Bugün barınaklarda onlarca köpek, aynı 112 yıl önceki “Hayırsız Ada” şartlarında yaşamaya, üstelik yine hükümet eliyle zorlanmaktadır. Küçücük kafesler de aç susuz bırakılarak ölüme terk edilen köpeklerin o acı dolu çığlıkları her an yüreğimizde hissediyor ve bu düzenin değişmesi, “Hayırsız Adaların” son bulması için ‘yaşatan düzenleme ve uygulamalar’ istiyoruz.

Hayvan hakları savunucularından Erdoğan’a: Onlar sessiz kullar

Esnaf, evsiz köpeği battaniye ile ısıttı