in

Osmanlı’da hayvanlara nasıl davranılırdı?

Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanlar tartışma konusu. Peki Osmanlı’da hayvanlara nasıl davranılırdı? İşte Osmanlı’da hayvanlara karşı yapılan iyi ve kötü uygulamalar…

624 yıllık ömründe Osmanlı; savaşlar, fetihler, görkemli yapılar, ekonomik ve sosyal yaşantı ile hep gündeme geldi.

Biz de Osmanlı’da, gerek yönetici sınıfın gerekse halkın hayvanlara karşı olan tutumunu yazmak istedik.

Araştırırken keşke bugün de olsa dediğimiz iyi örneklere de rastladık; bunlar hiç yaşanmasaydı diye üzüldüğümüz kötü örneklere de…

İşte Osmanlı’nın geniş tarihindeki koridorlardan çıkardığımız hayvanlı örnekler:

OSMANLI’DA HALK İÇİN HAYVANLAR ÇOK DEĞERLİYDİ

Osmanlı’da hayvanlar o kadar değerliydi ki adeta sokakların vazgeçilmezleriydiler.

Hayvanlara kimse zarar vermez hatta çocuklar dâhil olmak üzere tüm halk hayvanlara sahip çıkardı. Bu yüzden kuşlar dâhil hiçbir hayvanın insanlardan kaçmadığı söylenegelir.

Belirli noktalarda evsiz hayvanlara özel barınaklar ve taştan su yalakları yapılırdı. Su yalağı olmayan yerlere su kapları konulur, hayvanlar karınlarını doyurabilsin diye hayvanlar sürekli beslenirdi. Hatta hayvanların beslenmesi için “Mancacılık” adında bir meslek bile vardı.

OSMANLI’DA MANCACILIK

Osmanlı’da evsiz hayvanların beslenilmesi için mancacılık mesleği vardı. İnsanlar mancacılara para verip hayvanları besletirdi.

Dileyen ise kedi köpek yiyeceği adı olan mancayı, mancacılardan satın alıp hayvanların karınlarını kendileri doyururlardı.

Mancacılığın yanı sıra uşaklara da evsiz hayvanları beslemeleri için para verilirdi. Hatta bazı insanlar kasaplara, fırıncılara köpekleri beslemeleri için aylık para öderdi.

Hayvanları besleyen bir mancacı

OSMANLI’DA HAYVAN KANUNLARI

Osmanlı’da birçok hayvan hakkı kanunu vardı.

İlk olarak 2. Beyazıd dönemine ait bir kanunnamde yük taşımacılığı için kullanılan hayvanlara ağır yük taşıttırılması ve hayvanların üstlerinde yük varken hayvanların sabit tutulması yasaklanmıştı.

Daha sonrasında Sultan 3. Murad 1587’de “dünyada hayvan haklarına ilişkin ilk kapsamlı düzenleme” olarak kabul edilen bir kanun çıkarmıştı. Bu kanuna göre hamalların at, katır ve beygirlere güçlerinin üstünde yük taşıtmaları yasaklanmıştı. Hayvanların bakım ve beslenmesine ilişkin fermandaki ikaz ve hükümlere uymayanların cezalandırılacağı bildirilmişti. Hatta hayvanlarına ağır yükler taşıtan insanlara ceza olarak hayvanların taşıdığı yükler taşıtılırdı.

Sultan Murad’ın 1587’de yayınladığı hayvanlara yönelik olan ferman
İstanbul Kadı Sicilleri Üsküdar Mahkemesi, 2 Nolu Sicil’de yer alan 1521’de sahipsiz bir atın bakıma alınarak 62 akçe nafaka tayin edilmesine ilişkin kayıt.

OSMANLI’DA KUŞ EVLERİ

Osmanlı’da insanlar pazarlarda satılan kuşları satın alıp onları özgürlüklerine kavuştururlardı. Kuşların özgürlüğünü bu kadar önemseyen Osmanlı, aynı zamanda kuşlar için birçok yere kuş evleri yaptırmıştı.

Estetik bir mimariye sahip bu kuş evleri sert ve soğuk rüzgarlara maruz kalmayan bir yapıdaydı. Kedi ve köpeklerin ulaşamayacağı yüksekliğe yapılan kuş evlerinin güneş alması mutlaka sağlanırdı.

Köşk, mescit, camii gibi yapılarla birlikte yapılan kuş evlerinde, kuşların içerisinde rahatça dolaşabileceği, inip-çıkabileceği yollar, gözler, bölmeler ve basamaklar estetik bir bütünlük içerisinde inşa edilirdi.

Osmanlı zamanında yapılmış ve kuşlar tarafından hala kullanılan bir kuş evi

İLK HAYVAN HASTANESİ

Dünyanın ilk hayvan hastanesi Gurebahane-i Laklakan yani düşkün leylekler evi Bursa’da açıldı. Kışın leyleklerin göç yolları üzerinde olan Bursa’da hastalanan leylekler tedavi ediliyordu. Bunun yanı sıra Dolmabahçe’de kuş, Üsküdar’da kedi hastaneleri mevcuttu.

HAYVAN VAKIFLARI VARDI

Osmanlı’da hayvanlar için kurulan vakıflar da vardı. Bu vakıflar özellikle kışın hem sokaktaki evsiz hayvanlar hem de yaban hayvanları için belirli yerlere yem bırakarak hayvanların ihtiyaçlarını karşılardı.

Osmanlı’da hayvan hakları savunucularının 1912’de oluşturduğu “Himaye-i Hayvanat Cemiyeti” adında bir cemiyet de bulunmaktaydı.

HAYVANLAR VASİYETLERDE BİLE UNUTULMAZDI

Osmanlı’da insanlar vasiyetnamelerinde hayvanları unutmaz onlar için miraslarından pay bırakırlardı. Kasaplara ve fırıncılara vasiyetlerinden verdikleri paylarla hayvanlara yemek dağıttırırlardı.

Bu inceliğin yanı sıra ölen hayvanların bazıları için mezar taşı bile dikilirdi.

II. (Genç) Osman’ın, çok sevdiği atı Sislikır’ın ölümü sonrası onu Üsküdar Kavak Sarayına defnettirip mezarı başına diktirdiği mezar kitabesi

OSMANLI SANATINDA HAYVANLAR

Osmanlı sanatında hayvanların önemli bir yeri vardı. Şiirlerde ve türkülerde hayvanların adı geçer, hayvan sevgisi vurgulanırdı

Ayrıca Osmanlı minyatürlerinde, süslemelerinde ve resimlerinde de hayvanlara yer verilirdi. Buna örnek olarak çok bilinen Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu örneğini verebiliriz.

OSMANLIDA AV GELENEĞİ

Osmanlı yaşayışında hayvanların önemi çok büyüktü. Hayvanlara merhamet edilir onlara değer verilirdi. Ama tüm bunlara rağmen; hayvanlara hiç acı çektirilmediğini de söyleyemeyiz. Avcılık hem halk arasında hem padişah tebaası arasında yaygın olarak yapılırdı.

Avlanan hayvanlardan bazıları yemek için avlanırken bazıları ise sadece macera düşüncesiyle avlanırdı.

Osmanlı’da avcılık o kadar yaygındı ki padişahlar ve bürokratlar kendilerine ‘Av köşkleri’ yaptırırdı. Bu köşklerde ikamet edilir ve av organizasyonları birkaç günü bulur ne yazık ki hayvanlar katledilirdi.

ATLAR İÇİN UZUN SÜREN ACI

Osmanlı’da atlar birçok alanda kullanılıyordu. Dönemin tüm diğer devletleri gibi savaş alanlarında da atlı birlikler vardı. Savaş alanlarında kaç atın geride ölü olarak bırakıldığı bilinmedi bile.

Ancak atlarla ilgili asıl sorun şehirdeki taşımacılık alanında yaşanırdı. Uzun süre boyunca ağır yükler taşımaya zorlanan atlar bitap düşer ve koca gövdelerine rağmen aslında çok hassas oldukları için hayatlarını kaybederlerdi. Osmanlı’da ‘eceliyle ölen at’ neredeyse yoktu.

Atların yaşadığı acılar o kadar uzun sürdü ki İstanbul’un adalarında atları kullanmak ancak 2020’de bitti.

HAYIRSIZ ADA KATLİAMI

Yazımızın sonuna gelirken Osmanlı’nın son döneminde iktidar sahiplerinin İstanbul’daki 80 bin köpeği toplayıp bir adada ölüme terk ettiği Hayırsız Ada Katliamına değinmeden olmaz.

Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan katliam, halen kent hafızasındaki yerini koruyor.

Bugün köpeklere karşı yapılanları hatırlatan katliam için ada da bir anıt da bulunuyor.

Köpek düşmanlığı sosyal medyada tekrar hortladı

Şarkılara ilham veren hayvanlar