Geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu’nun kalemine yansıyan hayvan ve doğa sevgisiyle ilgili sözlerini sizler için derledik.
Hayatı yaşanır kılan sevgidir diyen, geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan fikir ve eserleriyle Türk halkının gönlünde yer eden psikolog ve yazar Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, ardında bıraktığı miras, gençlere ve geleceğimize ilham olmaya devam edecek.
Kitap ve bilimsel makalelerinde Türk insanının düşünce, duygu ve davranışlarını inceleyen Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu, geçen yıl 16 Şubat’ta aramızdan ayrılmıştı. Cüceloğlu, vefatının birinci yılında sevenleri tarafından özlemle anılıyor.
Hayvan ve doğa sevgisine sık sık eserlerinde yer veren Doğan Cüceloğlu’nu, biz de vefat yıl dönümünde ilham verici sözleriyle anıyoruz.
CANIN BÜYÜĞÜ KÜÇÜĞÜ OLUR MU?
“Annem öldüğünde 10 yaşındaydım. Babam okuması yazması olmayan bir Yörük kadınıyla evlendi ve o kadın sapanla kuş taş attığımı görünce bana, “Atma yavrum, kuşu vurma!” dedi. Annesini kaybetmiş 10 yaşındaki bir çocuğun öfkesiyle, “Ne var! Bannak gibi güpgüccük kuş! dedim.
“Canın büyüğü küçüğü olur mu? Allah her birine bir can vermiş. Vurma yavrum, günah!” dedi. Taşı atmadım ve yıllar sonra bu okuma-yazma bilmeyen köylü kadının ne dediğini anladım.
İyi olan cana saygılı davranmaktır, doğru olan taş atmamaktır, adil olan hem yaşamak hem de yaşatmaktır.”
Bir çocuk, bir köpekle ilk karşılaştığı zaman yanındaki bir büyük, “Köpek ısırır, ondan uzak dur” derse korkmayı,” Ne tatlı şey, gel sevelim” derse sevmeyi öğrenir. Çocuğun sevmesi ya da korkmayı öğrenmesi için tek bir deneyim yeter.
“Biz insanlar doğayla uyum içinde yaşamayı seçip seçmemekte özgür değiliz, buna mecburuz. İnsanlığın geleceği buna bağlı. Süreç çok yavaş olduğu için fark edemiyoruz, ama doğayı yok ediyoruz, yağmalıyoruz. Doğanın tolerans sınırını geçince yine çok yavaş olarak doğa da bizi YOK etmeye başlayacaktır. Hem bireysel düzeyde hem de toplumsal düzeyde.”
“Doğadan kopuk insanın olgun yetişkin bir birey olması olanaksızdır.”
“Sokağa tükürmek “doğal” düşüncesinden, sokağa tükürmek “utanılacak bir şey” düşüncesine geçiş toplumsal bir başarıdır.”
Mükemmel değil merhametli çocuklar yetiştirin! Karıncaları ezmeyen, ağaç dallarını kırmayan, çiçekleri ezip geçmeyen, sevgiyi hissetmeyi ve hissettirmeyi bilen çocuklar…”
Benim söylemeye çalıştığım şey şu; doğaya baktığın zaman, kuşları dinlediğin zaman eğer bir şairin dinleyiciyle, gizemli bir kulakla dinlemezsen, “kuş ötmüş” olur. O kadar. Ve, “ağaçlar rüzgarda sallanıyor” olur. O kadar. Başka bir şey göremezsin. Ama o gizemli kulakla dinlediğin andan itibaren de derin bir ilişki içerisinde olursun.
“Hakikaten doğa, yavaş yavaş öğreten ama çok temelden öğreten bir öğretmen, onu görüyorum. Sadece öğretmiyor, insanı düşündürüyor. En güçlü öğretmen. Ve benim şimdiki inancım o ki, herhangi bir eğitim tarzı oluşturacaksanız, doğayı taklit edin. Doğa nasıl öğretiyorsa öyle öğretmeye çalışın.”
Hayatı yaşanır kılan sevgidir.
DOĞAN CÜCELOĞLU’NUN OBJEKTİFİNDEN HAYVANLAR
“Sana bir şey söyleyeceğim; sakın kimseye söyleme,’ dedi. Söz verdim; ne dediğini kimseye söyleyemem. “