Mine Çağlar Kondu, 2000’lerin başında yayınlanan “Çarli İş Başında” dizisindeki Cilvenaz karakteriyle tanındı. Kondu, birkaç yıl daha ekranda kaldıktan sonra oyunculuğu bıraktı. Şimdi veteriner hekimlik yapan Kondu, “Okulla birlikte oyunculuk yürümüyordu. Birini seçmem gerekiyordu ve veterinerliği seçtim” dedi
2000 yılında ekrana gelen “Çarli İş Başında” sadece 24 bölüm yayınlanmasına rağmen kült haline gelmişti.
Taylan Biraderler’in çektiği yapımda İlker Aksum, Şebnem Sönmez, Durul Bazan, Hakan Gerçek gibi ünlü oyuncular rol alıyordu.
Mine Çağlar Kondu, 2000’lerin başında yayınlanan “Çarli İş Başında” dizisindeki Cilvenaz karakteriyle tanındı.
Mine Çağlar Kondu, birkaç yıl daha ekranda kaldıktan sonra oyunculuğu bıraktı. Şimdi veteriner hekimlik yapan Kondu, Hürriyet’te Kelebek’te yer alan habere göre, “Okulla birlikte oyunculuk yürümüyordu. Birini seçmem gerekiyordu ve veterinerliği seçtim” dedi.
Mine Çağlar Kondu, dizide karikatürize edilmiş “Cilvenaz” karakterine hayat veriyordu. Kondu, spor salonundayken gelen oyunculuk telifini şöyle anlatıyor:
“Lisede Fransız okulunda okurken Amerika’ya gittim. Fakat lise bittikten sonra bazı ailevi durumlardan dolayı Türkiye’ye dönmek zorunda kaldım. O sırada Üniversite sınavına iyi hazırlanamamıştım ve bir yıl boşluğum vardı. Gazetede Yargıcı’nın ‘Yeni yüzler arıyoruz’ ilanını gördüm. Arkadaşlarımın ısrarı ile seçmelere girdim ve markanın modeli oldum. Ajansa yazıldım. 18 yaşımda fotomodellik yapıp ve reklam filmlerinde oynuyordum. Boy olarak uygun olmadığımdan podyumda yürümedim. Ardından İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni kazandım. ‘Çarli İş Başında’, modellikten bağımsız olarak bana geldi. Dizinin yapımcısı Burçin Özdemir, beni spor salonunda gördü. Yanıma gelip ‘Yüzünüz tanıdık geliyor. Oyunculuk yapıyor musunuz’ diye sordu. Üniversitede ikinci sınıftaydım ve sadece reklamlarda oynuyordum. Amacım da oyunculuk değildi. Burçin’e ‘Bir ajansım var, görüşürsünüz’ dedim ve her şey öyle başladı. Dizinin o kadar çok televizyonda tekrarları yayınlandı ki insanların aklında kaldım.”
Hayvanlarla ilgili programlar sundum
Mine Çağlar Kondu, “Çarli İş Başından” sonra birkaç dizide daha ekrana gelmeye devam ediyor:
“Setimiz çok güzeldi ama çok zorlanıyorduk. Çekimler hafta sonları oluyordu ve gece yarılarına kadar sürüyordu. ‘Çarli’ bitmeden başka dizi teklifleri geldi. Arzum Onan ve Mehmet Aslantuğ’un başrolündeki ‘Sıcak Saatler’de gazeteciyi canlandırdım. Osman Sınav’ın çektiği ‘Mavi Düşler’de oynadım. Günlük dizi ‘Ayşecik’te Alman öğretmen Helga’yı canlandırdım.”
Kondu, yıllar sonra da veteriner hekimliğine dair programlar yaptığını söylüyor:
“Bir sağlık kanalında sırf hayvanlarla ilgili program sundum. TRT Okul’daki bir programın danışman hekimliğini yaptım. Sonrasında da o ekip bana ‘Aileden Biri’ adında bir programı sundurdu. Pandemiden kısa süre önce bitti. Bunlardan önce ‘Can Dostum’ diye bir yarışma programında jüri oldum. Ünlüler barınak hayvanlarını alıp eğitiyordu. Sahiplenme bilincini artırmak amaçlı bir programdı.
Tanınıyor olmaktan çok hoşnut olmadım
Mine Çağlar Kondu, üniversiteye giderken tanınıyor olmanın dezavantaj olduğunu anlatıyor:
“‘Çarli’den sonra bir yere gidiyordum hemen çocukların ilgisini çekiyordum. Tanınıyor olmaktan çok hoşnut değildim. Benim amacım ünlü olmak ve bu işlerden çok paralar kazanmak değildi. Bir şekilde bu işlere girdim ve sevdim de… Ama her zaman amacım kendi mesleğimi yapmaktı. Bir yerde röportajım çıkıyordu, okulda herkes bakıp arkamdan konuşuyordu.
‘Sıcak Saatler’ pazar geceleri çekiliyordu. Ertesi gün hiç uyumadan sabahın köründe okula giderdim. Bazen set makyajımı silemezdim. Bu sefer ‘boya küpüne düşmüş’ diye arkamdan konuşurlardı. Makyajsız giderdim, ‘makyajsız da güzel değilmiş’ derlerdi. Kendiniz gibi olmamak ve her yerde rahat olamama gibi bir durum vardı. Ondan çok da keyif alamadım.”
Kondu, “Bu kadar emek vermişken oyunculukta hiç mi ilerlemek istemediniz?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Okulun 4’üncü sınıfındaydım. Çok zorlanmaya başlamıştım. Okulla birlikte bu meslek yürümüyordu. Birini seçmem gerekiyordu. Daha uzun yapacağım mesleği seçtim ve veteriner oldum.”
Doktor rolü gelse oynarım
Tekrar bir rol gelse onu oynamak için vaktim olur mu bilmiyorum. O ayrı bir mesai isteyen bir şey. Ben “oyuncuyum” desem, gerçek oyunculara ayıp olur. Ama rolden ziyade kendi alanımda beni memnun edecek bir program yapmak isterdim. Ayrıca rolün de ne olduğuna bağlı. Doktor rolü gelse belki oynarım.
‘Cilvenaz Hanım burada mı?’
Bir kere ilk kez kliniğe giren bir hasta “Cilvenaz Hanım burada mı” diye soruyor. Ona çok gülmüştük. Uzun yıllar ortalarda olmadığım için insanlar beni tam olarak nereden tanıdığını kestiremiyor. Dizideki karakter de biraz saftı. Hekim kimliğimle onun çok bağdaşmasını istemedim. İnsanlar enteresan bir şekilde o rolle sizi bağdaştırabiliyor çünkü. 20 yıldan fazladır klinik yapıyorum. Rüştümü ispatladım. O yüzden hakkımda çıkan haberleri artık paylaşıyorum.
Kendi kliniğimde ameliyatlar yapıyorum
Mine Çağlar Kondu, 1 köpeği ve 2 kedisiyle İstanbul’da yaşıyor. Ayrıca veteriner kliniğinde hastalarına bakıyor:
“2006 yılından beri Vetelite adında bir kliniğim var. Benim dışında başka ekip arkadaşlarım da çalışıyor. Ben değişik alanlarda cerrahi eğitimleri aldığım için daha çok ameliyat yapıyorum. Haftanın yüzde 90’ı hayvan ameliyatı ile geçiyor. Yumuşak doku cerrahi uzmanıyım. Avrupa’da da yapıyorum bunu. Amerika’da da denklik üzerine bir eğitim aldım. Hayvanlarda fizik tedavi uzmanlığım var. Oyunculuktan çok iyi para kazanıyordum. Mezun olup doktor olunca daha düşük fiyatlara istediğim işi yaptım. Veteriner hekimlik de şimdinin popüler mesleği.”
45 yaşındaki Kondu, “Hiç ‘keşke oyunculuğu bırakmasaydım’ dediniz mi?” sorusuna şu yanıtı veriyor:
“Hayır, hiç olmadı. Kendi işimi o kadar çok seviyorum ki… Konuşamayan bir canlının dilinden anlayıp onu çözüyorsunuz. Komada gelen bir canlının daha sonra ayağa kalkmasını görmek başka bir haz
Çarli’nin muz sponsoru vardı
Mine Çağlar Kondu, Çarli’nin dizi setinde asla kötü bir bakıma maruz kalmadığını belirtiyor:
“Veterinerlik okumamın sette bir artısı yoktu. Çocukluğumdan beri inanılmaz bir hayvan sevgisine sahiptim. Annemden gizli sokaktan eve hayvan getirirdim. Evde civcivinden kaplumbağasına birçok hayvan besledim. Çarli ile de bu yüzden çok yakındık. Kucağımdan biri onu almaya çalıştığında o istemezdi. Çarli’nin son hallerini inanın bilmiyorum. Benim zamanımda çok iyi bakılıyordu, bir problemi yoktu. Amerika’dan Türkiye’ye eğitmeniyle gelmişti. İzlediğiniz tüm hareketler bölümden hemen önce ona öğretiliyordu. Sesli çekim yapamıyorduk. Çünkü bütün oyun boyunca Çarli’ye komut veriliyordu. Muz firmaları sponsor olmuştu. Koli koli muz gelirdi. Mutlu bir hayvandı. Bizimle beraberken zulmedildiğini düşünmüyorum. Ama yine de bir hayvanın dizi setlerinde olması durumu tartışılır. Geç saatlere kadar dizi setinde bizimle çalışıyordu. Kucağımda uyuya kalıyordu. Fakat herkes çok seviyor ve el üstünde tutuyordu.”
Onlardan kopuk yaşıyordum
Setlerden arkadaş olarak görüştüğüm kimse yok. O dönemde de çok fazla kimseyle görüşmüyordum. Her zaman o ortamdan kopuk yaşıyordum. Çünkü çok zor bir okulda okuyordum o sıra. Sadece geçenlerde ‘Ayşecik’te oynayan bir oyuncu arkadaşım hayvanını getirdi. Hayvanlarına baktığım oyuncu arkadaşlarım var. Ama onlarla aynı dizide hiç oynamadık.