Ajanimo
Uzman Kangal Eğitmeni Hüseyin Yıldız, çocukluk aşkım dediği kangal köpekleri için yıllar önce yaşadığı Almanya’yı terk edip Sivas’a yerleşti.
Sivas’ta yaşayan Hüseyin Yıldız, 33 senedir kangallarla iç içe yaşıyor.
Gurbetçi bir ailenin çocuğu olan Yıldız, Almanya’da büyüdü. Babası ile her yıl memleketi Sivas’a gelen Hüseyin Yıldız çok sevdiği kangallardan bir tane evlat edinerek Almanya’ya götürdü.
Özlemini bu şekilde gideren Yıldız, ilerleyen yıllarda Sivas’a dönüp bir dağ başında Kangal köpekleri ile birlikte yaşamayı kafasına koydu.
Yıldız,‘Çocukluk aşkım’ dediği kangallar için Almanya’yı terk edip Türkiye’ye geldi.
Kangallar için yaşadığı ülkeyi değiştiren Yıldız, onlara olan sevgisini anlata anlata bitiremiyor.
TEK AŞKI KANGALLAR
Hüseyin Yıldız, “Kangallar benim aşkım. ‘Güzelliği on para etmez bu bendeki aşk olmasa. Eğlenecek yer olmasa. Kim okurdu kim yazardı, bu düğümü kim çözerdi, koyun kurt ile gezerdi, gönüldeki fikirler bir başka olmasa.’ demişti bizim aşık Veysel baba. Bendeki onların güzelliği bir başka ve dolayısıyla beni onlar içsel olarak kendilerine çektiler. Ben onlar oldum onlar ben. Bu sevgi bir aşk, karşılıklı bir meşke dönüştü” dedi.
Yıldız kangallara olan aşkı yüzünden Almanya’dan ayrılıp Türkiye’ye yerleştiğini ifade edip, “Ben gurbetçi çocuğuyum. Biz Almanya’da büyüdük. dolayısıyla babamla her sene izne geldiğimizde hep kafamızda bunlar vardı. Yani kafaları kara kendileri beyaz. Çocukluk aşkıdır bu.” diye ekledi
Ben rahmetlik babamdan şunu istemiştim. ‘Baba şunlardan bir tane götürelim.’ Çünkü Avrupa da köpek sevgisi çok. Köpek popülasyonu çok. Irk popülasyonu çok. Biz neden kendi köpeğimizi oraya götürmeyelim. Orda büyütelim. İçimizdeki özlemi orda onlarla giderelim. Bu da benim için ciddi bir bağlantı, gönlümdeki sevgiyi babam bana verdi.” diye konuştu
‘KANGAL SADIK BİR DOST VE AŞKTIR’
Yıldız şunları dedi: “Bir gün zaman gelecek bunlarla beraber bir dağ başında, onların sevdiği hayatı severek yaşamayı severek kabul edeceğimi söyledim. Almanya’yı terk edip bunların aşkıyla döndüm memleketime. Aslında bu 40 senedir devam ediyor ama benim için mühim olan bunlarla 34 yıldır tam anlamı ile birlikte gönüldaşlık ve gönül bağı kurabilmekti. Kangal gönlü ile bir insana baktığında insanın içine sızar. Eritir okşar ve dayanışmayı alır. Kangalla insan arasında bir sadakat bağı oluşur. Kangal sadık bir dost ve aşktır.
Kangal, bedenimin öldüğü anda bile gönlümde diri kalan tek canlıdır. Kangal’a ben aşığım. Kangallar benim için terapidir.”
