in

Sofistike, Kurnaz ve Yaramaz bir Fenomen: Pembe Panter

Pembe Panter serisinin açılış jeneriğini için yaratılan çizgi karakter, adını paha biçilemez bir elmastan almış. Sofistike, kurnaz ve yaramaz bir karakter olan, dının nının nın nın nının nınııı’ ezgisi ile aklımıza kazınan bir çizgifilm, başlı başına bir fenomen. Ekrana yansıdığı ilk günden beri süregelen başarısı ve pandomim bir karakter olması ise onu eşsiz kılan sebeplerden.

1963 yılında Pembe Panter, film endüstrisinin en uyanık çizgi yıldızı olarak hayatımıza girdi. Kaliteli tarzı, akıllı mizahı ve renkli maceraları ile pembe mürekkep silueti her yaştan izleyiciyi etkisi altına aldı. Pembe Panter bu başarısı ile 27 Nisan 1964’de, Time Dergisi’ne kapak oldu. Yeni yıldız açıkça hedefine pençelerini geçirmişti.

Esprili ve “cool” bir Pembe Panter

Aslında yetişkinler için yaratılmış olan sofistike bir çizgi kahraman olsa da, oyuncaklarını çocuklar hala kapış kapış alıyor. Hakkında yazılmış onlarca kitap, maceralarını anlatan sayısız albüm var. Sessiz, esprili ve “cool” panter, çevresini o kadar etkilemiş ki, Pembe Panter’in Kokteyl ve Aperatifleri diye bir yemek kitabı bile var.

Sylvester, Porky Pig ve Yosemite Sam’in rol aldığı ve stüdyoya dört Akademi Ödülü kazandıran ilk çizgi filmleri de yöneten Friz Freleng, anime reklamlar ve endüstriyel filmler yapmak için çizgi film yapımcısı David De Patie ile bir araya geldi.

Aynı dönemde, Warner B. Çizgi film ve komedilerinin dahisi olan ünlü yönetmen Blake Edwards, ‘The Pink Panter’ adlı yeni bir komedi üzerinde çalışıyordu. Karakterin çizgileri belirlendikten birkaç ay sonra, film post-prodüksiyondayken Edwards, De Patie’yi aradı ve ‘Ne yapmak istediğimi biliyorum! Sizin bu karakteri alıp film için onunla bir jenerik hazırlamak istiyorum’ dedi.

Freleng ve David De Patie’nin uzun uğraşlar ve yüzlerce taslak çalışması sonucu son halini alan jenerik, film vizyona girmeden önce seyirciye tanıtımında izleyiciden büyük bir tepki almıştı. İnsanlar gülmeye, hatta bağırmaya başlamıştı. Bir süre sonra anladılar ki; herkes jeneriği tekrar görmek istiyor! Seyircinin tepkisine kayıtsız kalamayan görevliler Pembe Panter’in jeneriğini iki kez daha yayınladılar.

Basında yapılan kritikler de farklı değildi. Eleştirmenler bu minik sürprize bayılmış, Edwards’ın bir devrim yarattığı konusunda hemfikir olmuşlardı. Bu muhteşem ilgi Freleng ve DePatie’i çok mutlu etmiş ve Pembe Panter’i temsili bir çizgi film serisi yapmak fikrini United Artists’e götürürler. Karşılığında ise daha önce görülmemiş bir teklif aldılar; 156 bölüm hemen sipariş edildi.

Herkesin bu karaktere inancı büyüktü. Çizim ve grafiklerin cool stili, Henry Mancini’nin ayırt edilen tema müziği ve pandomim komedisi ile rakipleri tarafından üretilen ucuza mal edilmiş temsili çizgi filmlerden ayrılıyordu. Pembe Panter’in İlk çizgi filmi, The Pink Phink, bir Akademi Ödülü ile onurlandırıldı. Freleng’e göre zaten hiçbir zaman çocuklara hitap etmemişlerdi. Pembe Panter biraz daha karmaşıktı ve gerçek hayranları yetişkinlerdi.

Pembe Panter’in yaratıcısı Blake Edwards ve Pembe Panter Maskotu ile

Yaratıcıları Pembe Panter’i pek çok olağan dışı pozisyona soktular; önce gizli ajanlar ve 60’ların akımları ile dalga geçtiler, daha sonra da müzikal temaları keşfedip, sürrealizmin içine girdiler.

Tüm Oscarlı oyuncular gibi önü açılan Pembe Panter karakteri, şöhretin kapılarını açan Blake Edwards’ın Pembe Panter filmlerinde de rol almayı sürdürdü.

Ve Pembe Panter’de Müfettiş Clouseau Efsanesi Başlar…

Pembe Panter, film olarak 1964’te sadece ABD’de 10 milyon 878 bin 107 dolar hasılat elde etti ve izleyiciler Müfettiş Clouseau için çıldırdılar.

Yapımcılar, il filmden sadece üç ay sonra ikinci filmi A Shot in the Dark piyasaya sürdüler. A Shot in the Dark, serinin Pembe Panter adını kullanmayan ve başlangıç jeneriğinde çizgi Pembe Panter’in görünmediği tek filmi oldu. Film sadece ABD’de 12 milyon 368 bin 234 dolar hasılat elde etti. Aynı yıl Peter Sellers, 38 yaşında kalp krizini geçirince ve Pembe Panter’in devamını getirmeyi asla istemez. Ama seyirci adeta yalvarmaktadır. Yine de 11 yıl ara verilir.

Sellers, 1970’li yılların başında finansal olarak çökmüş durumdadır. Para kazanmak için televizyon reklamlarında oynamaya başlar. O sıralarda kariyerinde düşüş yaşayan Blake Edwards. Pembe Panter’i geri getirmeye karar verir. Bu hayatında aldığı en yerinde kararlardan biri olur. Ortada görünmediği yıllar boyunca Pembe Panter adeta bir efsane halini almıştır.

Serinin üçüncü filmi The Return of Pink Panther (Pembe Panter’in Dönüşü), 16 Mayıs 1975’te gösterime girer. Film, sadece ABD’de 41 milyon 833 bin 347 dolar hasılat elde eder. Ertesi yıl The Pink Panther Strikes Again, 1978’de Revenge of the Pink Panther (Pembe Panter’in İntikamı) çekilir. Pembe Panter’in İntikamı, Sellers’in çektiği son film olur, 1980’de geçirdiği ikinci kalp krizinde hayatını kaybeder.

Sonrasında sırasıyla 1982 Trail of the Pink Panther, 1983 Curse of the Pink Panther, 1993 Son of the Pink Panther ve Steve Martin‘in Inspector Clouseau ve Kevin Kline‘ın da başmüfettiş Dreyfus olarak oynadıkları film ile yeni bir Pembe Panter serisinin başlangıcı olur ve 2009 yılında Pembe Panter serisinin 2 filmi çekilir.

Down sendromlu 15 sevimli hayvan

Ünlü şairlerin kedi şiirleri