in

‘Yasaklı ırk’ köpekler, müebbet hapse mahkum edildi’

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yasaklı ırk köpek ilan edilen hayvanlar barınaklara kapatılıyor. Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, ‘yasaklı ırk’ köpeklerin, barınaklarda müebbet hapse mahkum edildiğini ifade etti.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ‘Hayvanları Koruma Kanunu’nda yaptığı değişikliğin 14 Ocak’ta yürürlüğe girmesiyle tehlike arz eden ‘yasaklı ırk’ köpekler, hayatlarının sonuna kadar barınaklara mahkum edildi. DHA’nın haberine göre Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, “Biz her gün çok üzülüyoruz. Aslında hiçbir suçları yok, onlar da bir can. Bu canlarımızı ne yazık ki müebbet hapse mahkum etmiş durumdayız” dedi.

Bakanlığın kararının ardından bu hayvanları besleyen sahipleri tarafından kısırlaştırılıp, aşılarının tamamlanmasıyla mikroçip takılması kararı verildi. Yapılan duyurunun ardından 14 Ocak’ta kesinleşen yasayla yasaklı ırk köpeklerin bakılmasına izin verildi.

Bu şartları yerine getirmeyen ve ‘yasaklı ırk’ köpekleri beslemeye devam eden hayvan sahiplerine ise 11 bin lira ceza uygulanacağı açıklandı. Açıklamanın ardından köpeklerine aşı ve mikroçip uygulaması yaptırmayan ‘yasaklı ırk’ köpek besleyenler, ceza da yememek için çok sayıda Pitbull ve “diğer yasaklı” ırk köpeğini sokağa terk etti.

‘MÜEBBET HAPSE MAHKUM ETTİK’ 

Sokağa terk edilen köpeklerin toplanmasıyla Edirne Belediyesi Sokak Hayvanları Rehabilitasyon ve Geçici Barınma Evi’nde özel bölümlere konulan “yasaklı ırk köpek” sayısı 32’ye yükseldi.

Merkezden sorumlu Edirne Belediye Başkan Yardımcısı Ertuğrul Tanrıkulu, yasaklı ırk olarak anılan köpeklerin, hayatlarının sonuna kadar barınaklarda kalacak olmasının üzüntücü verici olduğunu söyleyerek şunları dedi: “İnanın, biz her gün çok üzülüyoruz. Aslında hiçbir suçları yok, onlar da bir can. Bu canlarımızı biz ne yazık ki müebbet bir hapse mahkum etmiş durumdayız.”

‘CANLARA BÜYÜK EZİYET’

“Buna kesinlikle bir çözüm üretilmeli. Bana kalırsa yıllardır yapılan çalışmalar neticesinde bu hayvanlarımız sahiplendirilebilir, kısırlaştırılıp ağızlıkla birlikte yaşayabilirler. Koyduğumuz küçücük bir alanda hayatının sonuna kadar yaşamasını sağlamaya çalışıyoruz ki bu o canlara büyük bir eziyet. O nedenle bence yetkililer, bakanlık görevlilerimiz buna bir çözüm bulmalılar, gerekirse bu belediye barınaklarında olan yasaklı ırkların kişilerce sahiplenilmesi, hatta istekli derneklere verilmesi ve onların bakımının dışarıda da sağlanması gündeme getirilmeli diye düşünüyorum.

Bu genelgenin son tarihine kadar sayı arttı. 26 tane canımız vardı şu anda 32 tane canımız mevcut. Burada sivil toplum örgütleri, duyarlı insanlar, belediyelerimiz bunların kısırlaştırmalarına ve çillendirilmelerine yardımcı oldular.

Bu konuda bir planımız vardı, barınağımızın yan tarafında bir yerimizi aynı barınağımızın büyüklüğünde yapmıştık. Orası da genişletildi ve bu canlar için bir yaşam alanı yaratmaya çalıştık fakat takdir edersiniz ki birçok belediyede barınak yok, var olan barınaklarda da bu ‘yasaklı ırkları’ hayatının sonuna kadar koruyacak ve kontrol altına alacak alanlar yok. Bu anlamda da belediyeler ciddi riskler almakta ve sıkıntılar yaşamakta. Bizim ve bilim insanlarının önerisi, bu ‘yasaklı ırkların’ belli kurallar çerçevesinde isteyenlere sahiplendirilmesi veya derneklerin koruma alanlarına bırakılması”

‘HAYVANLARIN HİÇBİR SUÇU YOK’

Edirne Bir El Bir Nefes Derneği Başkanı Yağmur Islattı Aydın, yasada yapılan değişikliğin hayvanların ‘ölüm fermanı’ olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti: 

“Yasaklı ırk dedikleri ki bizler için hepsi candır, bu yasa ölüm fermanıdır. Biz devletimizden bu fermanı geri çekmelerini rica ediyoruz çünkü bu hayvanların hiçbir suçu yok, onlar bu şekilde doğmayı istemediler, kötü sahiplerin elinde, kötü şartlarda yetiştirilmeyi istemediler, bu hayatı kendileri seçmediler. Onlar hepsi can. Bir hayvanın, köpeğin yasaklısı, yasaklısı olmayanı, iyisi, kötüsü yoktur. Biz bunu her zaman söylüyoruz, kötü hayvan yoktur, kötü sahip vardır. Bu hayvanlar, zamanında üretici insanlar tarafından alındılar, satıldılar ve buna göz yumuldu. Üretildiler, kulakları kesildi, kuyrukları kesildi, karanlık odalarda çiğ etlerle beslendiler, dövüştürüldüler, doğurtulup sokağa atıldılar yavruları alındıktan sonra. Zaten kötü şartlarda yaşıyorlardı.

‘ÖLÜM FERMANINI İMZALADILAR’

Böyle bir yasa çıktı tamam ama bu yasanın ne önü ne arkası araştırılmadan, ‘bu tarihe kadar toplanacak, barınaklara bırakılacak’ dediler ve bu hayvanların ölüm fermanını kendi elleriyle imzaladılar. Zaten bu hayvanlara bakan insanların çoğu üreticilerdi ya da dövüştürenlerdi. Bu hayvanlar için yuvarlak hesap söylüyorum bin TL gibi kısırlaştırma ücretini vermek istemeyen insanlar, ceza ödememek için kendi elleriyle hapishane dediğimiz barınaklara bıraktılar.

Peki bu hayvanlar nereye gidecek? Bu hayvanları biz şu an kendi elimizle ölüme yolluyoruz. Bu yasanın değiştirilmesi, revize edilmesi gerekiyor en azından. Ülkemizde her şehirde derneklerimiz var hayvanlar için çalışan, en azından bu hayvanların yediemin olarak bu derneklere teslim edilmesi gerekiyor. Sahiplerinin suçunu bu hayvanlara yüklemeyelim, yani bir hayvanın ortalama ömrü 15 yıldır, hiçbir hayvanı 1 metrekare alanda 15 yıl yaşamayı hak etmiyor.”

Türkiye 7 kedi türüne ev sahipliği yapıyor

Bursa’da vahşet! 2 Pitbull’u tabancayla öldürdüler