Bitlis Eren Üniversitesinin (BEÜ) hazırladığı ‘Uluslararası Jeopark Projesi’ kapsamında, dünyanın en büyük ikinci krater gölü olma özelliğine sahip Nemrut Krater Gölü‘nde jeopark çalışmalarına başlandı.
Avrupalı Seçkin Destinasyonları (EDEN) Projesi kapsamında “mükemmelliyet ödülü” alan Türkiye’nin en büyük krater gölü Nemrut’ta, akademisyenler tarafından jeolojik oluşum, endemik bitkiler, hayvan türleri, arkeolojik yerleşimler ve kaldera içindeki göllerde araştırma yapılacak.
BEÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç‘ın koordinesinde, jeofizik, jeoloji, biyoloji, arkeoloji bölümündeki akademisyenler ve turizm uzmanından oluşan 7 kişilik bir ekiple çalışmalara başlandı.
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı‘nın (DAKA) desteğiyle hayata geçirilen bu proje, kentin turizmine ve ekonomisine büyük katkı sağlayacak.
Büyüksaraç, Türkiye’nin en büyük, dünyanın da ikinci büyük krater gölü olarak tanımlanan Nemrut Krater Gölü‘nün oldukça geniş bir alana yayıldığını söyledi.
Krater gölü alanının değişik bir coğrafyaya sahip olduğunu, Nemrut ve çevresinin bu coğrafyadaki en büyük volkanik dağlar arasında yer aldığını ifade eden Büyüksaraç, şöyle konuştu:
“BEÜ olarak Nemrut’ta, DAKA’nın desteğiyle ‘Uluslararası Jeopark Oluşumu’ çalışmasını başlattık. Öncelikle alanda jeolojik oluşum, endemik bitkiler, hayvan türleri, gölleri ve arkeolojik yerleşmeleri araştıracağız. En son 1941 yılında aktif olduğunu bildiğimiz Nemrut Dağı volkanı, tarihsel kayıtlarda iki kayıttan biridir. Diğeri de Erciyes volkanizmasıdır. Yaklaşık 600 yıl öncesinde aktif olan yanardağ, bugün uyuyan bir yanardağ olup, aktif volkan olarak tanımlanmaktadır.”
“ÖNEMLİ BİR TURİZM POTANSİYELİNE SAHİP”
Alanda yapılacak yatırımların bölgenin turizm etkinliği açısından önemli olacağını belirten Büyüksaraç, alanın turizm potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi.
Nemrut Krater Gölü’nün dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise en büyük krater gölü olduğunu vurgulayan Büyüksaraç, “Bu alanda meydana gelen patlama sonucu 5 farklı göl oluşmuş. En büyük gölün derinliği 155 metreye kadar ulaşıyor. Bu gölün ortalama derinliği 100 metredir. Oldukça derin bir göl yapısını oluşturmaktadır. Krater gölünün etrafı 4 bin metre yüksekliğe kadar ulaşmakta. Kraterin ağız genişliği yaklaşık 48, dip genişliği ise 36 kilometrekaredir. Dolayısıyla bir koni yapısı meydana gelmiştir.” diye konuştu.
“NEMRUT, TÜRKİYE’DE İKİNCİ ULUSLARARASI JEOPARK OLACAK”
Alanda yapacakları çalışmaları ve hazırlayacakları raporları UNESCO‘ya göndereceklerini anlatan Büyüksaraç, UNESCO’nun bu alanı uluslararası jeopark kapsamına alması için gerekli çalışmaları yürüteceklerini bildirdi.
Türkiye’de şu anda batıda sadece Kula Volkanik Alanı’nın, uluslararası jeopark kapsamında yer aldığını anımsatan Büyüksaraç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Doğu Anadolu’da da buranın uluslararası jeopark kapsamına alınmasıyla bu bölgenin turizm potansiyeli oldukça önemli bir noktaya ulaşacak. Türkiye’de ikinci uluslararası jeopark konumu ortaya çıkacak. Uluslararası boyutu oluştuktan sonra yabancı turistlerin buraya ilgisi artacak çünkü çok fazla doğal oluşum var. Ayrıca doğa sporlarıyla da burası yoğun ziyaretçi alacaktır. Nemrut Dağı’nda kış sporları yapılmakta. Güzel bir tesis ve telesiyej sistemi mevcut. Burada rüzgar bol olduğu için yamaç paraşütü de yapılabilir. Yürüyüş yolları ve doğal alanlar rehberler eşliğinde gezilebilir. Nemrut birçok turistik potansiyele sahip. Sadece bu alan değil, aynı zamanda Van Gölü’nü de görme şansı mümkün.”