TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet Hoca’ olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü’nün “Kertenkele öldürmek sevaptır” sözlerine sert tepki gösterdi.
CHP’Lİ TANAL DİYANET’İ GÖREVE ÇAĞIRDI
Twitter hesabından Cübbeli’nin “fasık” ilan ettiği kertenkelelerin öldürülmesini teşvik ettiği videoyu paylaşan Tanal, canlılara zarar vermenin kabul edilemez olduğunun altını çizdi.Cübbeli’nin hayvanlara sevgi ve merhametle muamele edilmesini emreden İslam’la da çeliştiğini söyleyen CHP’li Tanal, Diyanet’i Cübbeli’nin iddiasına cevap vermeye davet etti. Tanal, “Hukuk insanın, tüm canlıların birlikte sağlıklı, huzurlu, güvenli bir düzen içinde yaşamasını amaçlar. Cübbeli Ahmet Hoca’nın ‘Kertenkele öldürmenin sevap kazandırdığı’ yönündeki iddiası, merhamet dini İslam’la da çelişiyor. Diyanet’e çağrı: Kertenkele öldürmenin dinde yeri var mı?” diye yazdı.
“TÜRK SEMENDERİ’NİN NESLİ TÜKENİYOR CÜBBELİ’DEN SAKLAYIN!”
CHP’li Tanal, bir başka Twitter paylaşımında ise Şırnak’ın Cizre ilçesinde ‘Türk Semenderi’ adlı nesli tükenmekte olan bir kertenkele bulunduğu bilgisini aktararak, “Aman Cübbeli Ahmet Hoca’dan saklayın!” şeklinde Cübbeli’ye göndermede bulundu.
CÜBBELİ: BİR VURUŞTA 100 SEVAP!
Cübbeli Ahmet Hoca, Tanal’ın gündeme getirdiği program videosunda, kertenkelelerin katledilmesine dair hadislerin olduğunu savunarak, “Bir vuruşta öldürürsen 100 sevap, iki vuruşta öldürürsen 50 sevap gibi Hadis-i Şerifler de var” diyor. Sunucunun “Siz hiç kertenkele öldürdünüz mü?” sorusuna ise Cübbeli Ahmet Hoca, “Yok, beceremem ki” cevabını veriyor. Flash TV sunucusu, gülüşmeler eşliğinde “Sevap var” derken Cübbeli de “Sevap var da her sevabı yapsaydık şimdiye kadar evliya olmuştum” karşılığını veriyor.
KERTENKELE TARTIŞMASINA SAİDİ NURSİ DE GİRMİŞTİ
İkili arasındaki bu tartışma Bediüzzaman Said Nursi ile talebesi arasında geçen “kertenkele” diyaloğunu hatırlattı. Talebesi Molla Hamid Ekinci’nin aktarmyla olau şöyle gerçekleşiyor:
Bediüzzaman Said Nursi‘nin hayvanlara, canlı varlıklara karşı şefkati, merhameti saymakla bitmez. Bu hususta çok hatıralarımız vardır. Bir gün talebelere “Ben tesbihatımla meşgul olacağım, siz gidip gezin” demişti. Bu gezinti sırasında bir taşın üstünde, bir kertenkeleyi öldürmüştüm. Dönüşte Üstad ne yaptığımızı, nerelere gittiğimizi sordu. Ben de gezdiğimiz yerleri anlattım. Sonra da bir kertenkeleyi öldürdüğümü söyleyince, Üstad çok üzüldü. Bana: “Evini harap etmişsin!’ dedi. Ben de “Bizde yedi kertenkele öldürmenin bir hac sevabı kazanacağını söylerler” dedim. Bu defa Üstad: “Otur da konuşalım, kim haklı, kim haksız?”
“O hayvan sana taarruz etti mi?”
“Hayır.”
“O hayvanın rızkını sen mi veriyorsun?”
“Hayır.”
“Sen mi yarattın?”
“Hayır.”
“Bu hayvanların niçin yaratıldıklarını, yani fıtrî vazifelerini biliyor musun?”
“……….’
“Bu hayvanı yaratan Hâlık senin öldürmen için mi yaratmış?
………
“Sana kim dedi öldür?
…….
“Bu hayvanların yaratılışında binlerle hikmet var. Bu hikmetler saymakla bitmez. Onu öldürmekle hata etmişsin!” diye bana orada ders verdi.