Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş ve Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle gerçekleşen kuş göçlerini anlattı.
Doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş yaşam alanı çöl olan kuşları artık Türkiye’de de gözlemleyebildiklerini söylerken Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, son yıllarda ülkemizde görülen yabancı kuş türlerinin, küresel ısınmadan etkilenen kuşlar şeklinde değerlendirilebileceğini ifade etti.
Kelaynak
Küresel ısınma kaynaklı doğa ve hava olayları her yıl milyonlarca insanı etkilerken hayvanlar da bu durumdan etkileniyor. Özellikle iklim kaynaklı değişiklikler nedeniyle kuşlar, daha önce hiç bulunmadıkları bir bölgeyi göç rotalarına ekleyebilirken belirli bir süre kaldıkları bölgede artık daha uzun veya daha kısa bir süre konaklayabiliyorlar.
Kuş türlerini inceleyen doğa ve yaban hayatı fotoğrafçısı Alper Tüydeş, AA muhabirine, kuş göçlerinde şahit olduğu değişimi anlattı.
Leylek
Kuşların uzun yıllar önce doğa koşullarına göre göç güzergahları belirlediğini aktaran Tüydeş, uçuşun gerçekleştiği rotaların kuşlar için daha az riskli, beslenmeye açık ve yorucu olmadığı için cazip hale geldiğine vurgu yaptı.
Küçük Ak Balıkçıl
Uluabat Gölü, Kocaçay Deltası ve Manyas Kuş Gölü başta olmak üzere birçok bölgede kuş gözlemleyip fotoğrafladığını belirten Tüydeş, kuşların yuvalanma alanlarında ve yeni gözlemlendiği bölgelerde göç sürelerindeki değişimin gözle görülür bir hale geldiğini ve gözlem yaptığı 10 yıl zarfında iklim değişikliği nedeniyle kuş göçlerinin etkilendiğini ifade ederek şunları söyledi:
“İklim değişikliği nedeniyle kuzeyde yaşayan bazı kuşlar kış şartları zorlu olunca daha güneye inerek Türkiye’ye kadar ulaşırken, güneydeki bazı türler ise ‘Yeni yaşam alanı bulacağım’ diye çıktıkları yolda ülkemizde ilk kez görülebiliyor. Bu kapsamda örneğin ak çaylak kuşunun, ülkemiz için daha ender görülen bir tür iken güney bölgelerimizde yavaş yavaş batıya doğru yayılım eğiliminde olduğunu, son yıllarda yeni şehirlerden kaydı sıkça önümüze düştüğü için anlayabiliyoruz.”
Kara Leylek
Çok küçük bir kumru türü olan ve daha önce ülkemizde hiç görülmeyen Kap kumrusunun artık Türkiye’de de görülmeye başlandığını ifade eden Tüydeş, “6-7 yıl önce ilk görüldüğünde olay olmuştu. Şimdi ülkemizde Adana-Hatay taraflarında her sene üreme kaydı geliyor ve uzmanlar giderek daha sık görülecek bir tür olduğunu söylüyor. İşte bu iklim değişikliğine de bağlı bir yayılımdır. Ve bu tarz yeni türlerin sayısı artacak gibi duruyor” değerlendirmesinde bulundu.
Küçük Martı
‘Kuraklık çok sayıda hayvanı etkiliyor‘
Farklı bölgelerde fotoğrafladığı kuşları daha sonra bambaşka bölgelerde görebildiğini söyleyen Tüydeş sözlerine şöyle devam etti:
“Daha önce Hatay’da kaydı olan küçük çöl toygarı yani yaşam alanı çöl olan kuş geçen sene İstanbul-Riva’da görüldü. Bunun gibi başka bölgelere giden kuşlar da oluyor. Yine hava şartları çok çetin geçtiğinde yer değiştiren kuşlar var, bunlardan biri de kızıl çaylak kuşudur. Yıllar önce Türkiye’de ben de görmüştüm, uzun bir aradan sonra bu sene İstanbul’da bir çöplükte kuş gözlemcileri tarafından yeniden görüldü ve fotoğraflandı. Çizgili kum kuşu var, Türkiye’de toplamda en fazla 6-7 kez görülen bir kuş türüdür ve bu bölgelerde görülmesi çok zor olan bir tür. Birkaç yıl önce Manyas Kuş Cenneti’nde fırtına sonrası kaydetmiştim. Hatay’da bu sene ilk kez kuş gözlemcisi arkadaşlarım çatal kuyruklu martıyı gözlemledi. Cambaz Kartal bu yıl yine görüldü. Genel de kış aylarında ve göç dönemlerinde bu tarz nadir türler daha sık görülebiliyor.”
Kelaynak
Kuraklığın, kuş göçünü etkileyen en önemli nedenlerin başında geldiğini aktaran Tüydeş, “Mesela Ak pelikanların göçü nisanla başlar mayısa dek sürer ancak son yıllarda yaşanan kuraklık yüzünden mayıs ayına kalan pelikanlar ne yazık ki taşkın alan bulamadıkları için durmadan yollarına devam etmek zorunda kalıyor. Kim bilir ne kadar aç, susuz bir halde yollarına biraz daha devam etmek zorunda kalıyorlar. Su olması gereken yerler erken kuruyunca çok üzülüyorum çünkü bu kuraklık çok sayıda hayvanı etkiliyor.” dedi.
Kara Akbaba
‘Islak alanlar onlar için benzin istasyonu gibi‘
Topladığı verileri ‘trakus.org’ ve ‘www.ebird.org’ veri tabanlarına girerek yerli-yabancı kuş araştırmacıları ve gözlemcilerine sunduğunu anlatan Tüydeş, şunları söyledi:
“Sığ sular ve taşkın alanlar giderek daha erken kuruyor, bu da leyleklerin en önemli yaşam alanını ortadan kaldırıyor. Islak çayırlar, bataklıklar yok oldukça özellikle göçmen türler için ciddi bir tehlike söz konusu çünkü bu alanlar onlar için birebir benzin istasyonu, dinlenme tesisi veya bir otel. Nasıl ki uzun bir yolda bu saydıklarım insanlar için olmazsa olmaz ise göçmen kuşlar için de bu bataklık alanlar, taşkın sahalar ve küçük su birikintileri olmazsa olmaz.”
Küçük Çöl Toygarı
‘İklim değişikliği tabiatın dengesini bozuyor‘
Kuşların göç rotalarındaki değişikliği yorumlayan Prof. Dr. Ahmet Kılıç da “Son yıllarda Türkiye’de görülen yabancı kuş türleri, küresel ısınmadan etkilenen kuşlar şeklinde değerlendirilebilir. Leylekler üremelerini tamamladıktan sonra Afrika’ya göç ederler ancak yiyecek bulabildikleri ve iklime alıştıkları için Diyarbakır-Batman’da kışın da görülmektedir.” diye konuştu.
Kızıl Çaylak
Tabiatın kendine has bir dengesi olduğunu ancak iklim değişikliğinin bu dengeyi bozduğunu ifade eden Kılıç, “Yeni dengeye uyanlar yaşayıp üreyeceklerdir. Uyamayanlar yok olacaktır. Tür sayısında azalma beklenmektedir. Her bir tür dünya için önemlidir, bir görevi gerçekleştirir. Yok olan türlerin gerçekleştirdiği görevler yerine getirilemeyeceği için tabiatın dengesi bozulacaktır.”ifadelerini kullandı.
Çizgili Kumkuşu
Farklı kuş türlerinin değişik nedenlerle yok olduğunu veya sayılarının azaldığını vurgulayan Kılıç, şu örnekleri verdi:
“Tarımsal ilaçlardan dolayı Kelaynak kuşu (Geronticus eremita) ve Amik Gölü’nün kurutulması dolayı Yılanboyunlu kuş (Anhinga rufa) yok olurken, habitat kaybı ve avcılık dolayısıyla toy kuşunun (Otis tarda) ve zehirlemeler dolayısıyla kara akbabanın (Aegypius monachus) sayısı çok azaldı.”
Leylek
Kuş göçünün neden olduğu sorunların giderilmesi için öncelikle sayıları azalmış türlerin belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu türlerin yaşam alanlarının korunması gerekir. Doğrudan ve dolaylı tehditlerin belirlenip tedbirlerin alınması gerekir. Tabiatın düzeninin korunması için büyüme, sanayileşme girişimlerinin ekolojik dengeyi bozmayacak şekilde düzenlenmesi, fosil yakıtlardan vazgeçilip rüzgar ve güneş enerjisine yönelinmesi, ağaçlandırma çalışmalarının aralıksız sürdürülmesi, ekili alanların boş bırakılmaması ve çevre kirleticilerinin azaltılması gerekiyor.”
Kaynak: Anadolu Ajansı