in

Adalar’da faytona sürülen atlara ne oldu? 

Adalar’da fayton için atlar kullanılıyordu. Fayton yasaklanmasıyla hayvanların akıbeti de belirsiz kalmıştı. Adalar’daki atların durumuyla ilgili gerçek ortaya çıktı.

Adalar’daki atların sahiplendirilmesinin ardından Ada’da kalan 98 at, İBB’nin İspark At Ahırları’nda yaşıyor. Hayvan hakları aktivistleri ahırın hapishaneden farksız olduğunu söylüyor. Peki bu atlar ne durumda? Soruyu Tarım ve Orman Bakanlığı’na, İBB’ye, Adaların Atları Platformu’na ve Adalar’da yaşam nöbetine katılan hayvan hakları aktivistlerine yönelttik.

Adalar‘da uzun yıllardır gündemde olan faytonların iki yıl önce kaldırılmasının ardından Adalar’da atlar görünmez oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin (İBB) Adalar’da elektrikli araçla ulaşım kararı almasının ardından vatandaşlar bu araçları kullanmaya başladı. Peki Adalar’da atlarla ilgili bugüne kadar neler yaşandı?

2019’da Ruam hastalığına yakalanan 81 atın ölmesinin ardından Adalar’dan toplu mezar görüntülerinin sosyal medyada paylaşılmasıyla birlikte hayvan hakları aktivistleri atlar için yaşam nöbetine başlamıştı. İBB 2020’de atları “satın aldığını” ve faytonun yasaklanacağını duyurdu. Kararın ardından Adalar’daki atlar birçok farklı kente, kurum ve kişilere gönderildi.

ATLARA NE OLDU?

Peki bu atlara ne oldu? Yeşil Gazete, soruyu Tarım ve Orman Bakanlığı‘na, İBB‘ye, Adaların Atları Platformu’na ve Adalar’da yaşam nöbetine katılan hayvan hakları aktivistlerine yönelttik.

Cansu Acar’ın haberine göre; bazı atlar Adalar’da yaşamaya devam ediyor. İBB’nin dağıtmadığı ve geride kalan, hibe edilmeyen atlar İBB’nin Büyükada‘daki İspark At Ahırları‘nda bakılıyor. Yeşil Gazete ekibi,  ahırlara giderek atların yaşam koşullarını yerinde inceledi.

AHIRLARA GÖNÜLLÜ ZİYARET

Adalar’ın Atları Platformu, bu hayvanlara ne olduğunu ve nasıl bakıldığını kimsenin sormamasından şikayetçi. Her hafta atları ziyaret eden platform üyeleri atların gökyüzünü göremediğini, toprağa basamadığını ve insanlarla iletişime geçemediğini belirterek hayvanların oldukça sınırlı bir yaşam alanına sahip olduğunu anlatıyor.

Büyükada’da bulunan elektrikli taksiler ve minibüsler vatandaşların ahıra ulaşmasını sağlıyor. İskeleden yaklaşık 20 dakika uzaklıkta bulunan ahırların çevresinde bir de köpek barınağı bulunuyor. Her hafta atları ziyarete gelen vatandaşlar, atları getirdikleri elma ve havuçlarla besliyor, ardından barınaktaki köpeklere mama götürüyor. Platform öncülüğünde toplanan vatandaşlar bunun artık rutinleri olduğunu anlatıyor. Ancak ziyaret için verilen izinlerin ve bunun bir rutine bağlanmasının da kendi mücadeleleri sonucunda ancak gerçekleşebildiğini de ekliyorlar.

Ahırlar Ağustos 2021’den bu yana Adaların Atları Platformu ve Maden Mahallesi Dayanışması öncülüğünde ziyaretlere açılmış durumda. İBB tarafından satın alınan atların zabıta olarak çalışanların haricindeki atların ahır dışına çıkarılmadığı belirtiliyor.

Platformdan Zekiye Kürkçüoğlu ve Zeynep Alpar‘a Adalar’daki atlara ne olduğunu soruyoruz. Kürkçüoğlu ahırdaki atların sayısını, ölenleri, hibe edilenleri ve geride kalanlarla birlikte taylar için bir liste hazırladığını ve söz konusu sayıların daha sonra açıklanan hibe ve ölüm sayılarıyla birebir tuttuğunu söylüyor:

‘ATLARI DIŞARI ÇIKARIN, HAREKET YAŞATIR.’

Öte yandan Adaların Atları Platformu Sözcüsü Zekiye Kürkçüoğlu, Adalar’da İBB tarafından bin 179 atın “satın alınmasının” ardından iki yıl geçtiğine dikkat çekerek “Kala kala 100 at kaldı” diyor. Bu ahırları “hapishane” olarak adlandıran platform üyeleri üç bahardır atların bu hapislerde kaldığını söyleyerek İBB’ye “Atları dışarı çıkarın, hareket yaşatır” diye sesleniyor.

İBB’ye de Adalar’taki atları sorduk. Belediyenin sahiplendiği atlara ilişkin verdiği yanıt şöyle:

“İlimiz Adalar ilçesinde fayton atlarının satın alınması 16 Ocak 2020 tarihli ve 25 numaralı İBB Meclis Kararı (1) doğrultusunda gerçekleştirilmiş, toplam bin 179 at İBB tarafından satın alınmıştır. Gebe olan atların doğum yapması sonrası kayda alınan 20 at ile beraber toplam bin 199 atın bakımı İBB tarafından gerçekleştirilmiştir.

ATLARIN 662’SI KURULUŞLARA, 42’Sİ STK’LARA, 150’Sİ ŞAHISLARA, 5’İ MUHTARLARA…

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’nci maddesi doğrultusunda bahse konu atların; İBB Meclisi’nin 12 Mart 2020 tarihli ve 403 numaralı kararı (2) ile kararlaştırılmıştır. Belediyemize ulaşan sahiplenme talepleri kurulan komisyon tarafından değerlendirilerek toplam 859 at, Tarım ve Orman Bakanlığı teşkilatı ile koordinasyon halinde, resmi ve kayıtlı olarak sahiplendirilmiştir. Atların 662’si kamu kurum ve kuruluşlarına, 42’si sivil toplum örgütlerine, 150’si şahıslara, beşi de muhtarlara sahiplendirilmiştir. İBB bünyesinde 98 atın bakımı sürdürülmekte olup, bakım sürecinde çeşitli sebeplerle toplam 242 at ise ölmüştür.”

İBB tarafından atların sahiplendirildiği kurum ve kuruluş listesi ise şöyle:

ÇİPLERİ VE TAKİBİ YAPMASI GEREKEN BAKANLIK YANIT VERMEDİ

İBB’nin atlara takılan çiplerle yapılan takibe ilişkin yönelttiğimiz sorumuza, İBB’nin sahiplendirdiği tüm atların mikroçip kontrolleri yapıldığı ve Adalar İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünce düzenlenen sevk raporlarıyla atların sevkinin gerçekleştirildiği yanıtını alıyoruz.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na sorduğumuz çip ve takibe ilişkin soruya ise Bakanlık yanıt vermeyi reddetti.

İBB’NİN İSPARK AHIRI’NIN AKIBETİ

İBB’ye ayrıca şu soruyu yöneltiyoruz:

“Adalar’daki İspark At Ahırı’nda duran 98 ata ne olacak? Konuya ilişkin plan nedir? Dışarı çıkacaklar mı?”

İBB’nin verdiği yanıt şöyle:

“Büyükada’daki İspark At Ahırı’nda kalan atların her birine 14 m2’lik localar yapılmış ve iki veteriner hekim 18 seyis ile bakımları sürdürülmektedir. Atların periyodik olarak serbest gezinti yapmaları sağlanmaktadır. Atlar, kurulan Atlı Zabıta biriminde değerlendirilmektedir.”

Son olarak Büyükada’daki ahırda atları ziyaret eden gönüllülerin ahırı “hapishane” olarak tanımlandığını hatırlattığımız İBB tarafından atlara ilişkin son olarak şu bilgi veriliyor:

“Atların satın alınması hususu at sahiplerinin talebine bağlı olduğundan yalnızca ilgili şartlarda atlarını satmak isteyen kişilerin başvuruları değerlendirilerek ilgili meclis kararı doğrultusunda satın alma işlemi yapılmıştır. At gibi tek tırnaklı hayvanların kayıtları Tarım ve Orman Bakanlığınca takip edildiğinden adalar ilçesindeki toplam at varlığına ilişkin bilgilerin ilgili bakanlık teşkilatından alınması gerekmektedir.

Belediyemize ulaşan sahiplenme talepleri kurulan komisyon tarafından değerlendirilerek toplam 859 at, Tarım ve Orman Bakanlığı teşkilatı ile koordinasyon halinde, resmi ve kayıtlı olarak sahiplendirilmiştir.”

AHIR ZİYARETİ VE VATANDAŞLARIN İZLENİMLERİ

Her hafta sosyal medya üzerinden iletişime geçen platform üyeleri ve vatandaşlar hafta içi saat 13.00’da ahırın önünde buluşup 50 at kapasitesi olan ahırlara giriyorlar. Burada atların serbest bırakıldığı box tipi ahırlar bulunuyor. Atlar yan yana dizilmiş şekilde ziyaretçilerin getirmiş olduğu sebzelere uzanıyorlar.

Ziyaretçilerle ahır görevlilerinin birbirini tanıması ve atların durumlarıyla ilgili sorular sorması ise dikkat çekici. Ziyaretçiler en çok 15 Mart’ta ahırda dünyaya gelen, Mimoza ismi verdikleri tayı soruyorlar, Mimoza box tipi ahırın bir bölümünde annesinin yanında görülüyor. Platform üyeleri yine Mart’ta doğan tayı, Gözde‘yi anlatarak tayların bu bahar dışarıda yaşayabilmelerini umduklarını söylüyorlar. Ziyaretçiler her bir atı tanıyor, her biriyle ilgili ahır çalışanlarına sorular yöneltiyorlar.

ATLAR, ZİYARETÇİLER VE ÖNLEMLER

İçeride fotoğraf ve video çekilmemesiyle ilgili olarak her bir vatandaşı özellikle uyaran İBB çalışanları her bir ziyaretçiyi gözlemliyor, her birine sürekli ikazda bulunuyorlar. İBB’nin ahırların içerisinde fotoğraf çekilmemesi için ekstra önlem aldığını görüyoruz.

Aylardır atları ziyarete geldiklerini söyleyen Adaların Atları Platformu’ndan Zeynep Alpar, box tipi ahırlarda bağlı atları göstererek bazı atların ziyaretçilerle dahi temas kurmasının mümkün olmadığını söylüyor. Burada ölen bazı atların kepçelerle taşındığına şahit olduklarını anlatan ziyaretçiler her bir atla ayrı ayrı ilgileniyorlar. Bir yandan da ahırların tadilatı yapılıyor. İBB’den ahırların tadilatının devam ettiğini ve bu nedenle yaz mevsiminde koşulların daha uygun olacağını öğreniyoruz.

Öte yandan Mart başında bağlı tutulan bazı atların da son günlerde artık söz konusu box tipi ahırlarda bağlanmadan tutulmaya başlandığı bildirildi.

‘DAHA İYİ DURUMDALAR SANIYORDUM’

Ahırlar oldukça karanlık ve bakımsız durumda. Bazıları da  tamamen boş ve demir konstrüksiyonların ve duvarların tadilatı vs yapılıyor. Bazı ahırlarda atların boyutlarına göre rahat hareket edebilmelerinin mümkün görünmediği küçük alanlarda olduğu da göze çarpıyor. Söz konusu ziyaretlerin atların yaşam şartlarının iyileştirilmesine katkıda bulunduğunu söyleyen platform üyeleri atları yeniden hayatın içinde görmek istediklerini söylüyorlar.

Ahırda atları ilk kez ziyaret ettiğini söyleyen terapist Özlem Mumcuoğlu, şunları anlatıyor:

“İlk defa atları gördüm. Atlar ne durumda hiç bilmiyordum. Mücadeleyle ahırlara daha çok girilmeye başlandı. Çalışanlar beklediğimden daha güleryüzlüydü. Veterinerler genç ve tecrübeli. Elma ve havuç getirdik. Ama (atları) daha iyi durumdalar sanıyordum. Bazıları yeni alanlara geçmişler ve daha iyi görünüyorlar ama hayvanlardan bazıları oldukça kötü şarttalar ve onlarla temas bile kuramadık. Bazıları yüz yüzeydi, daha serbest bir alanları vardı. Ama diğerlerini elden bile besleyemedik. Dolayısıyla böyle bir hayal kırıklığım var.”

‘BİR HAYVAN TÜRÜNE ÖZGÜ YAŞAM İHTİYAÇLARINDAN MAHRUM TUTMAK HAYVAN HAKKI İHLALİDİR’

At araştırmacısı ve bakıcısı olan Yosun Karaca‘yla da Adalar’daki atların yaşam koşulları üzerine konuşuyoruz. Yosun Karaca, muhtaç durumdaki atlarla ilgilenen ve atların rehabilitasyonu üzerine çalışıyor.

Atların yaşam alanlarının sınırlarına ilişkin konuşan Karaca, “Atların sonsuz, sınırsız alanlara ihtiyacı vardır aslında ama domestike ettiğimiz tüm hayvanlarımızı sınırlandırmış alanlara koyma zorunluluğumuz var.

Vahşi doğada birer av hayvanı olan at, sürüsüne sıkı sıkıya bağlı, grup dinamiği aktif olan ve günün 14-18 saatini yürüyerek ve otlayarak geçiren bir hayvandır. Sindirimin iyi olması at için hayati öneme sahiptir. İyi bir sindirim sürekli hareket halinde olmayı gerektirir” diyor.

“Bir hayvanı türüne özgü yaşam ihtiyaçlarından mahrum tutmak ise en hafif tabirle hayvan hakkı ihlalidir. Ben istismar demeyi tercih ederim” diyen Yosun Karaca, Adalar’daki İspark Ahırı’nda kalan atların bulundurulduğu boxlara ilişkin olarak da şunları söylüyor:

“Pandemi döneminde evlerine hapsolan insanlar nasıl bunalıma girdilerse ahırda boxlarında yaşayan atlar da aynı travmayı yaşıyorlar.”

ATLAR İÇİN AHIR DIŞI ALANLAR: PADOKLAR

Atların boxlarda olması gereken durumların da olabileceğini söyleyen Karaca, söz konusu durumları şöyle anlatıyor:

“Sakatlık, hastalık dönemlerinde kontrol altında olmaları için ayrılmış bölmede kalmak zorunda kalabilir. Farklı diyetleri olan atların öğünleri yemek zamanı ayrı kapalı alanlarında verilmek zorunda kalınabilir.”

Belli zamanlarda atlar Adalar’daki ahırlarından çıkarılarak ahırların arka kısmında bulunan ‘padok’larda gezmeye çıkarılıyor. Ahırı ziyarete gelen hayvan hakları savunucuları atların gezinme alanı olan ‘padok’un atlar için elverişli bir gezinme ortamı sağlamadığını, çamurlu ve çok eğimli olduğu için atların yaralanabilmesine sebebiyet verebilecek bir yapıda olduğunu belirtiyor. Ziyaret esnasında yağan yağmurun toprak alanın belli noktalarında su birikintileri oluşturduğunu ve alanda dik bir yokuş olduğunu görüyoruz. Bir at ise yalnız başına bu esnada padok alanına çıkarılıyor:

Padok alanın kumluk zemin, hafif taşlık ve toprak zeminlerden yapıldığını belirten Yosun Karaca ABD, Avustralya ve Avrupa‘da da bu sistemin kullanıldığını, atların tırnak sağlığı için farklı zeminlerde yürümesinin önemli olduğunu ve söz konusu arazilerde patika alanların da bulunduğunu söylüyor.

Atların yaz mevsiminde padok alanına çıkarıldığı bir andan. Kaynak: İBB

31 Mart’ta 27 ay sonra ilk kez zabıta atlarının dışında bir at ahır dışına çıkarıldı. Ormanlık alana çıkarılan Mimoza‘nın ayaklarının toprağa bastığı için sevindiklerini söyleyen platform üyeleri, “Darısı İBB ahırındaki bütün atların, doğacak tayların başına” diyorlar.

Mart 2022’de padok alanına çıkarıldığına denk geldiğimiz bir at.

YAŞAM NÖBETİ VE FAYTON HİKAYESİ

Öte yandan faytonların kaldırılması ve sonucunda atların takip edilmemesi ve bunları izleyen sorunlarda işaret edilen Bakanlık ve İBB dışında bir hedef daha var. Adalar’daki Yaşam Nöbeti eylemi “faytonların kaldırılmasını isteyen insanların eylemi” olarak işaret edilirken bu aktivistlerin eylemden sonra atlarla ilgilenmediği eleştirileri sıkça yapıldı. 

Yeşil Gazete olarak söz konusu eleştirileri, hedef gösterilen eylemde yer alan bir hayvan özgürlüğü aktivistine yönelttik. İsmini paylaşmak istemeyen aktivist onları Yaşam Nöbeti’ne götüren süreci şöyle anlatıyor:

“81 atın itlafı sonucunda eylem yapma planı yaptık. Orada faytonların yüzde 95’inin kaldırılacağını öğrendik. Bu açıklama üzerine yüzde 5’lik kısmın neye göre seçildiğini sorduk. Biz, o yüzde 5’i kapsayan atlarla birlikte atların tamamı için eylem yaptık. Tamamen kaldırılmasını istedik. Biz ses çıkarmaya çalıştık.

Bu süreç o kadar uzadı ki… Atların gideceği yerlerle, hazırlanmış rehabilitasyon merkezleriyle ilgili bir çalışma yapılmasını, bu yapılıncaya kadar kadar gitmeyeceğimizi söyledik. Eylem 40-45 gün sürünce başka örgütlerden destek alamadık. Sadece bazıları pankart bıraktı. Partilere gittik hiçbirinden destek gelmedi. Sonuna kadar durup toplantılar yaptık. İBB yüzde 5’i de kaldıracağını ve rehabilitasyon merkezlerini takip edebileceğimizi söylediği zaman konuyu dışarıdan takip edeceğimizi söyledik.”

 Eylemin alandaki aktivistlerin her birinin hayatını farklı şekilde etkilediğini söyleyen hayvan özgürlüğü aktivisti, kendilerinin bir yerlerden destek aldıklarının iddia edildiğini ancak destek almış olsalar işlerin bu noktaya gelmeyeceğini belirterek söz konusu iddiaları yalanlıyor:

“Çözüm bulmaya çalıştık. Atların sadece at oldukları için güvenle yaşayıp bu sömürüden uzak durabilecekleri bir sistem yarattırmıyorlar. Bize verilen söz ‘atları kurtaracağız, atların özgürce yaşayabileceği bir sistem yapacağız’dı. İBB sözünü tutmadı. Bunun için ses çıkartan, atların ve faytonun kalması gerektiğini, kültürel olarak bunun doğru olduğunu düşünen bir kesim vardı, biz onların karşısında durmuş olduk. Biz bunun doğru bir şekilde sonuçlanmasını isteyen aktivistlerdik.”

NE OLMUŞTU?

2019’a kadar atların faytonlara koşulduğu Büyükada’da, tedavisi olmayan Ruam hastalığına yakalanan 81 at öldürülmüştü.

Adalar Kaymakamlığı tarafından Aralık 2019’da yapılan açıklamada, Adalar’da karantina tedbirleri kapsamında ilçeye hayvan giriş çıkışının durdurulduğunu açıklanmıştı. Büyükada’da kazılan ve söz konusu dönemde sosyal medyada sıkça “ölüm çukurları” olarak paylaşılan iki büyük çukurun da “öldürülen atlar için hazırlandığı” iddia edilmişti.

Adalar Belediye Başkanı Erdem Gül de “Ruam krizi” sonrası ilan edilen karantinayla ilgili “Yıllardır devam eden bir uygulama aslında. Ada’da hastalanıp ölen atlar hiçbir zaman ada dışına çıkarılmıyor. Ada’da toprağa veriliyor. İnsanlara bulaşabilen bir hastalık Ruam. Yetkili makamlardan aldığım bilgilere göre şu ana kadar hastalığın bulaştığı kimse yok. İtlaf edilen hastalıklı hayvanlarda kireçlenerek toprağa gömüldü” demişti.

Adadaki ruam hastalığı sebebiyle öldürülen atların toplu mezar görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından uzun yıllardır fayton karşıtı mücadele veren hayvan hakları örgütleri atların sağlığına kavuşturulması ve adalarda faytonların yasaklanması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Saraçhane binası önünde yaşam nöbetine başlamıştı.

Yapılan diyaloglar sonucunda İBB atları satın aldığını, fayton kullanımının yasaklanacağını duyurmuştu. Bunun üzerine başlatılan yaşam nöbeti ise sona erdirilmişti.

42 hayvan hakları örgüt ve topluluğu, atların fakülteye bedelsiz verilmesine karşı bir açıklama yayımlayarak bu uygulamayı kabul etmediklerini bildirmişlerdi. Açıklamada 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın korumakla ve sağlık durumlarını kontrol etmekle yükümlü olduğu atlarla ilgili yetkisini kullanma çağrısı yapılmıştı.

2021’de ise İBB’nin ücretsiz sahiplendirdiği bin 177 attan Hatay’ın Dörtyol ilçe belediyesine gönderilen 100 atın önce bir at çiftliğine gönderildiği, bakımları karşılamayınca da çiplerinin çıkarılıp bilinmeyen kişilere satıldığı ortaya çıkmıştı. 

Dörtyol Belediye Başkanı Fadıl Keskin ve Dörtyol Belediye’sinde memur olarak görev yapan Ferhat Erkin’in imzasıyla teslim alınan atların İBB’nin sorusu üzerine kayıp olduğu ortaya çıkmıştı. Skandalın anlaşılması üzerine de Keskin, “Partime zarar vermek istemiyorum” diyerek istifa etmişti.

Ayrıca İBB elektrikli araçları filosuna eklediğini duyurarak Adalar’da ulaşım amacıyla artık bu araçların kullanılacağını bildirmişti.

Bu süreçte Adaların Atları Platformu ise faytonun Adalar’da kültürel bir gelenek olduğunu belirterek atların ada dışına gönderilmesine karşı kampanya yürütüyordu.

2020’de ahırların da yıkılmasına karar verildi ancak Platform üyeleri karşı çıkınca ahırlar yerinde kaldı.  İBB buralara modern at ahırları yapılacağını açıkladı. Adaların Atları Platformu Nisan 2021’de ekiplerin tepki çekmemek için alana kepçe getirmediklerini belirterek yıkımın balyozlarla yapıldığını anlattı. Platform üyeleri yıkımın pandemi nedeniyle sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde sabah 06.00 sularında yapıldığını belirtti. Atlar şu an İBB’nin İspark At Ahırı’nda bulunuyorlar.

Kuzeninin baktığı köpeği vurdu!

Sinop’ta su baskını: Hayvanlar duvar kırılarak kurtarıldı