Yeni bir araştırma, veri eksikliği nedeniyle IUCN kırmızı listesine dahil edilemeyen yaban hayatı türlerinin, listedekilere göre yaklaşık iki kat risk altında olduğunu buldu: Bu listede yer almayan canlılar hem koruma önlemlerinde hem de biyoçeşitlilik araştırmalarında göz ardı ediliyor.
Yeni bir çalışma, dünyada yaban hayatının ‘genellikle göz ardı edilen’ türlerinin, normalden iki kat daha fazla yok olma tehdidi altında olduğu konusunda uyarıyor.
Hakkında daha az veriye sahip olunan türlerin yok olma riski iki katına çıkıyor ve bu, daha önce düşünülenden çok daha fazla türün tehlikede olduğu anlamına gelebilir.
Bilim insanları 147 binden fazla bitki ve hayvanın durumunu değerlendirirken, tam bir değerlendirme için “yeterince veri olmadığı” düşünülen binlerce tür var.
Dağılımları veya popülasyonları hakkında yeterli veri olmayan bu türler, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tarafından her yıl güncellenen “tehdit veya tehlike altındaki türler” listesine dahil edilmiyor ve DD kategorisine alınıyor.
Bilim insanları bunun bu türleri tehdit eden faktörleri artırdığını düşünüyor. Çünkü IUCN tarafından oluşturulan bu kırmızı liste, hükümetlerin koruma eylemi için hangi türlere öncelik verilmesi gerektiğini belirlemek için baktığı önemli bir kaynak.
DD kategorisindeki yaklaşık 20 bin tür, hem politika yapıcılar tarafından ‘en az endişe edilmesi gerekenler’ olarak görülüyor hem de biyoçeşitlilik etkilerini analiz eden çalışmalarda genellikle göz ardı ediliyor.
Communications Biology dergisinde yayımlanan çalışmada araştırmacılar, IUCN kırmızı listesinde ‘tehlike altındaki türler’ olarak değerlendirilen ve ‘veri eksikliği nedeniyle DD kategorisine alınan bu türlerin yok olma risklerini karşılaştırdı.
Sonuçta, DD kategorisindekilerin yüzde 56’sının tehdit altında olduğunu, buna karşılık listede yer alan ve değerlendirilen türlerin yüzde 28’inin tehdit altında olduğunu buldular.
Araştırmacılar, memelilerin, sürüngenlerin ve böceklerin yarısından fazlasının yanı sıra, DD kategorideki amfibilerinin yüzde 85’inin de risk altında olduğunu söyledi.
DD türlerinin popülasyonunu tahin etmek zor olduğundan araştırmacılar, türlerin küresel dağılımı, iklim koşulları, arazi kullanım değişiklikleri, pestisit kullanımı ve istilacı tehditler gibi bildikleri temel faktörlere dayanarak türlerin yok olma riskiyle karşı karşıya olma olasılıklarını tahmin eden bir algoritma oluşturdu.
Bu algoritma coğrafi dağılımları bilinen DD türleri üzerinde, yani tüm kategorinin yüzde 38’i üzerinde çalıştırıldı.
Araştırma ekibinden Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi‘nden ekolojist Jan Borgelt, verileri az olan tehlike altındaki bitki ve hayvanların birçoğunun “uzak bölgelerdeki dar sahalı türler” olduğunu ve birçoğunun Orta Afrika, Madagaskar ve Güney Asya‘da olduğunu söyledi.
Risk altında olma olasılığı çok yüksek olan bazı DD türleri arasında, Sholai gece kurbağasının yanı sıra, yüzde 95’lik bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Sierra Miahuatlan spikethumb kurbağası ve Ajijic silverside adlı bir Meksika balığı yer alıyor.
BM’nin Biyoçeşitlilik ve Ekosistem Üzerine Hükümetlerarası Bilim-Politika Platformu‘nun 2019 tarihli bir raporuna göre, IUCN tarafından hiç incelenmemiş milyonlarca bitki ve hayvan türü daha var ve bilim insanları bunların da yaklaşık bir milyonunun yok olma tehdidi altında olduğunu tahmin ediyor.
Kaynak: Yeşil Gazete